28 Kasım 2011 Pazartesi

Bedelli beyzadeler yasası!..



Beyzadelerin beklediği “bedelli beyzadeler yasa tasarısının” açıklaması, dün Başbakandan geldi.
“30 yaşından gün alanlar 30 bin TL ödeyerek, 21 gün askerlik de yapmadan bedelli askerlikten faydalanabilecek.”

***

Yani,
30 yaşına kadar idare et.
30 bini bas.
Sonra bir güzel,
Clio HP fiyatına askerlik yap.
Affedersiniz yanlış söyledim,
Askerlikten kaç!..

***

Beyzadeler, eskiden olduğu gibi 21 gün askerlik yapmayacak diyor Başbakan.
30 bini bastıklarında kışlaya uğramayacaklar yani.
Hem para verip hem de askere gidilir mi pirim?
Teşvikte zekice yani,
Satışı artırır.
Güzel bir ticaret olduğu kesin.
Yahudi bezirgânların akıllarına zor gelir billahi!

***

Nasıl bir vicdandır bu anlamak mümkün değil.
Beyzadeler kışlaya bile gitmeden hesaba geçsin parayı.
Garip gulebanın bir tarafları karda kışta donsun.
Garip,
Şansı varsa kafayı yer döner ana ocağına.
Yoksa biri vurur alnının çatından,
Cenazesi gelir memleketine.
Bir oğlunu askere bedelli gönderen,
Bir oğlu da çürük çıkan Başbakan,
Son açıklamayı yapar:
“Vatan sağ olsun!”

ZATI MUHTEREM BUYURMUŞ Kİ…

Zatı muhteremin,
Başbakanın başarısız olduğuna ilişkin sözleri kamuoyuna yansıdı.
Zatı muhterem,
Sonra bir tutuştu ki…
Kanal kanal gezdi, başbakandan af diledi.
Aman efendim ben böyle şeyler düşünür müyüm?
Padişahım çok yaşasın dedi!

***



Eskinin gazetecisi,
Şimdinin AKP Milletvekili.
Mehmet Metiner.

***

Zatı muhterem buyurmuş ki,
Sabiha Gökçen Havalimanının ismi değişsin.
Gerekçe olarak Dersime bomba atan kadının ismi o, bu isim toplumda rahatsızlık yaratıyor diyor.
Okumuşun cahili zır cahil oluyor.

Sen ki deneyimli bir gazetecisin.
Daha hava limanının isminin neden Sabiha Gökçen konduğunu bilmiyorsun.
Ben anlatayım.
O isim, Sabiha Gökçen,
Dersime bomba attığı için değil,
İlk kadın pilot olduğu için!
Kondu.
Bu konuda, şimdiye kadar herhangi bir tartışma da yaşanmadı.
Metiner’in bu açıklamayla, kamuoyunu germek amacından başka bir amacı olmadığı alelade görülmektedir.
Yakında Atatürk Hava Limanının da ismi değişsin derse, şaşırmayın!

BİR ÖNERİ

Sabiha Gökçen Hava Limanı ismi değiştirileceğine, Mehmet Metiner’in ismi değiştirilsin. Ön adında Peygamberin, soyadında kendinden emin askerlerimizin ismi şahsına yakışmıyor.


Arif ANBAR
Sakarya Gazetesi / MIH
http://www.sakaryagazetesi.com.tr/yazar_haber.asp?yazar=22#yazar

21 Kasım 2011 Pazartesi

O kadın...




O kadın,
Özgürce giyinebiliyordu.
O kadın,
Rahatça gezebiliyordu.
O kadın,
Modern bir eğitim almıştı.
O kadın,
Ekonomik bağımsızlığını kazanmıştı.
O kadın,
Milletin iktidarı seçebildiği bir memlekette yaşıyordu.
O kadın,
Oy kullanabiliyor, isterse milletvekili olabiliyordu.
O kadın,
Kurallarını dinin değil, demokrasinin belirlediği bir Cumhuriyetin evladıydı.
O kadın,
Modern hukukun geçerli olduğu bir memleketin vatandaşıydı.

***

İşte bu yüzden O kadın,
“Halk Atatürk’ü padişah yapmak isterken, Atatürk’ün bunu kabul etmeyip, iktidarın halkın elinde olacağı Cumhuriyet rejimini inşa etmesi nedeniyle”
Atatürk’ü diktatör olarak sıfatlandırdı.

***

CNN Türk’te.
Dört Bir Taraf isimli Programında.
O kadın,
Gazeteci Nagehan Alçı.

***

Yalanmak popüler ya bu aralar.
Belki o da yalanıyordu.
Ya da,
Rahat batıyordu!..


ÖZLÜYORLAR





Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir Osmanlı Padişahı anılacak.
I. Abdülmecit.
TBMM Başkanlığı anacak.
Dolmabahçe Sarayında.
Tuğralı davetiyeler, Meclis Başkanı Cemil Çiçek tarafından milletvekillerine gönderildi bile!..

***

Neden I. Abdülmecit anılıyor dersiniz?
Reformcu, bunu biliyoruz.
Ancak bizim takiyyeciler reformu sevmez!

***

Osmanlı, tarihindeki ilk borcu I. Abdülmecit döneminde aldı.
İngilizlerden.
1954’te ödeyebildik…
Belki bu nedenle anılacaktır.
Takiyyeciler emperyalistleri sever ya!

***

Durun durun!!
Özlüyorlar…
Atatürk’ü diktatörlükle yaftalayanlar,
Bu kılıf altında,
Asıl olan diktatörlerini özlüyorlar.
İşte size neden…


VEDA





Aydın Cumhuriyet kadını, sanatçı Esin Afşar.
Sonsuzluğa kanat çırptı.
Işıklar içinde yatsın…

Arif ANBAR
Sakarya Gazetesi / MIH
http://www.sakaryagazetesi.com.tr/yazar_haber.asp?yazar=22#yazar

Cumhuriyet ve eğlence


Şehitlerimiz var acımız büyük dediler,
Cumhuriyet törenlerini iptal ettiler.
Gerekçe olarak yüzlerce insanımız ölürken eğlenemeyiz dediler.
Yani Cumhuriyet törenlerini eğlence olarak gördüler.
Sanki Cumhuriyet törenlerinin eğlence olmadığını bilmiyorlardı.
Kılıfı güzel hazırlamışlardı…


***


İptal kararından hemen sonra, o düğün senin bu düğün benim koştular.
Üç düğüne birden katıldı Başbakan.
Cumhuriyet Resepsiyonunu iptal eden Gül’de boş durmadı.
O da bir düğüne katıldı.
Bir güzel eğlendiler…
Güzel yemekler,
Hoş sohbetler,
Müzik ruhun gıdası,
Danslar cabası…
Halka matem, iktidara vur patlasın çal oynasın yani.
Neyse…


***


Bazı çatlak sesler bu duruma itiraz etti.
Cumhuriyet törenleri iptal edilemez!!
“Edilir güzel kardeşim” denerek cevap gecikmedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay: “Yüzlerce vatandaşımız canını yitirmişken biz neden bir resepsiyonda buluşmadık, elimizde kadehlerle kahkahalar atmadık diye bir tepkinin dillendirilmesini anlayamıyorum.”
Bakan böyle düşünüyor.
Cumhuriyet törenlerini içkili bir eğlence sanıyor.
Ya da işine öyle geliyor.
Geçit törenlerinde halkın bir araya gelip, aynı Cumhuriyet duygusunu yüreğinde hissetmesi eğlenceyse eğer…
Ya da okullarda Mustafa Kemal’in Nutkundan dökülenleri okuyorsa bir küçük kardeşim, diğeri vatan şiirlerini sıralıyorsa haykırarak…
Eğlence canım kardeşim…
Ve halkın inadına sokaklara inip, Cumhuriyet Devrimini yürekten haykırması da bir eğlence…


HAYDAR DÜMEN’DEN FARKI NE?!


Vajinismus tedavisi konusunda bir televizyon programında ve internet ortamında açıklamalar yapan, bu sorunu 40 dakikada çözdüğünü söyleyen Haydar Dümen, bilimsel olmayan yöntemlerle vatandaşın sağlığıyla oynuyor gerekçesiyle, Türkiye Psikiyatri Derneği tarafından savcılığa verildi. Ardından savcılık, Dümen hakkında “insan üzerinde deney yapmak” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.


***




Van’da deprem oldu.
Kızılca kıyametin koptuğu, insanlarımızın can derdinde olduğu o anlarda,
Ülkeler yardım edelim diyerek, arama kurtarma ekiplerini seferber ettiler.
Ancak hükümetten koca bir hayır yediler.
Kritik olan 48 saat geçtikten sonra,
Ne olursan ol gel dediler...
Ölen öldüğüyle kaldı…
Neden yardımları kabul etmediniz diye tepki aldılar, vatandaş gerekçe bekliyordu.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay açıklama yaptı, biraz mağrur: “Kendi potansiyelimizi görmek amacıyla dışarıdan gelen arama kurtarma ekipleri bekletildi.”
Hükümet kendi potansiyelini görsün diye kaç can o göçük altında hiç uğruna öldü? Bu kendi potansiyelimizi görmek meselesi “insan üzerinde deney yapmak” değil de nedir?
İnsanın ölüm sayısına göre belirlenen bir potansiyel duydunuz mu hiç!?


***


Beşir Atalay bu açıklamasıyla insan üzerinde deney yaptıklarını itiraf etmiştir. Haydar Dümen’e söz konusu suçtan nasıl dava açılmışsa, başta Atalay olmak üzere Van depreminde gerçekleşen bu rezilliğin sorumlularına da savcılık tarafından aynı konulu dava açılmalıdır.


YA BAHÇELİ KATILSAYDI


Eskişehir’de, her 29 Ekim’de, Sivil Toplum Kuruluşlarının (STK) birlikte düzenlediği,  geleneksel hale gelen Cumhuriyet Yürüyüşü yapılır.
Her yaştan insan ve en önemlisi, farklı görüşlere gönül vermiş, Ata’yı ve bayrağı seven her vatandaş bu yürüyüşe katılır, coşkulu sloganlar atar, bir günde olsa omuz omuza yürümenin tadını çıkarır.
Ancak bu yürüyüşte diğerlerinden farklı bir şey oldu.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları da yürüyüşe katıldılar.
Ardından CHP Milletvekilleri geldi Kılıçdaroğlu’nun yanına.
Ve CHP İl Başkanı.
Ve CHP’li Eskişehir Belediye Başkanları.
Uzatılabilir…
En önlerde boy gösterdiler.
STK’lerin ortak yürüyüşü olarak düzenlenen yürüyüş, deyim yerindeyse CHP’nin düzenlediği yürüyüşe döndü.
Birlik bozuldu.
Çoğu insan neye uğradığını şaşırdı…


***


Kılıçdaroğlu özellikle davet edilmişti yürüyüşe.
Menfaat düşkünü bir takım kimseler yapmıştı bunu.
Birlik mesajları veren, geleneksel Cumhuriyet Yürüyüşü amacından bu kez saptırıldı.
Sağ olsun saptıranlara…


***


Sağ olsunda…
Bir daha ne diye düzenlenecek bu yürüyüş?
Nasıl inandıracaksınız halka tarafsız olduğunu?
Bu yürüyüşe eğer MHP Lideri Devlet Bahçeli gelseydi, CHP’lisi bir daha gelir miydi?
Dolayısıyla bir daha MHP’lisi bu yürüyüşe gelir mi?
Hatta CHP taraftarı olmayan bir Allahın kulunu görebilecek misiniz sokaklarda?
Eğer tüm liderler gelse durum anlaşılır, art niyet aranmazdı.
Ancak bu yapılan, art niyetin kılıflanmış bir göstergesi değil de nedir?!


Arif ANBAR
Sakarya Gazetesi / MIH
http://www.sakaryagazetesi.com.tr/yazar_haber.asp?yazar=22#yazar

Günün fotoğrafı

Günün fotoğrafı
Yılkının özgürlüğü, Mahmudiye / Arif ANBAR