11 Ekim 2011 Salı

12 Eylül darbesine bakış / Haber, Yorum

Eskişehirli vatandaşlar Türkiye'de gerçekleştirilen askeri darbelere olumsuz bakıyor.

Tam da bu günün tarihi olan 12 Eylül 1980'de gerçekleştirilen askeri darbe, herkesin kabul edeceği gibi toplumu kitlesel olarak etkilemiştir. Eskişehir halkı bu darbenin üzücü ve tüm toplumu olumsuz yönde etkilediği görüşünü savunuyor.


    

Askeri darbelerle birlikte Türkiye'de siyasi, sosyal ve ekonomik dengelerde keskin bir değişme yaşanmıştır. Bu gün tarih, tam da O darbelerden biri olan 12 Eylül darbesin yaşandığı günü gösteriyor. 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle ilgili Eskişehirliler genellikle bu darbenin yapılmaması gerektiğini ve sonuçlarının çok acı verici olduğunu ifade ediyor. Ülkemizde darbe tartışmalarının yapıldığı bu günlerde Eskişehirliler artık demokraside bir kesintinin olmamasını istiyorlar. Ülkemizin çağdaşlaşma yolunda böylesine bir yaraya tahammülü olamayacağını da ifade ediyorlar.          

Darbenin Gelişimi ve Nedeni

Geçmişe bir an olsun dönüp Türkiye'nin darbe tarihine bakıldığı zaman, darbe öncesinde ekonomik, sosyal ve siyasi kriz içerisinde olduğu apaçık görülmektedir. Bu genel kriz ortamını fırsat bilen ve Türkiye'nin ayağını kaydırmak isteyen dış güçler de çıkarları doğrultusunda bu kaosu kullanmaktan geri kalmamıştır. 27 Mayıs 1960 ve 12 Mart 1971 askeri müdahalelerinin ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi; 12 Eylül 1980 müdahalesidir. Dönemin Genel Kurmay Başkanı ve darbe gerçekleştikten sonraki 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, askeri müdahaleye gerekçe olarak ülke içerisinde zirveye ulaşan "anarşi ve terör" olaylarını göstermiştir. Peki, nedir bu anarşi ve terör olaylarından kastedilen? Öncelikle sağ ve sol çatışmaları üzerinde konuşulabilir. Bu çatışmalar öyle bir noktaya gelmiştir ki kardeş kardeşi farklı siyasi görüşü olması nedeniyle öldürmekten çekinmemiştir. Bu ayrışmaların yanı sıra Alevi-Sünni kutuplaşmalarını da söyleyebiliriz. O tarihlerde her gün patlayan ve kan akıtan bombalar; hiç bir şey yapılamayan faili meçhul cinayetler. Şimdi Kenan Evren'in yıllar sonra yaptığı şu konuşmayı bir hatırlayalım: "Müdahaleye karar vermeden bir yıl boyunca düşündük". 12 Eylül döneminin komutanlarından Orgeneral Bedrettin Demirel ise: "Bir yıl önce planlamıştık. Ama şartların olgunlaşmasını bekledik" demiştir (Genelkurmay Başkanlığı'nın 1982'de hazırladığı "Türkiye'de ki Anarşi ve Terörün Durumu" adlı rapor, Aksiyon dergisi). Bu cümleler birbirini tamamlar niteliktedir. Burada şu soru sorulabilir: Bu olayların farkına varılmasına karşın neden daha çok büyümesi beklendi? Neden daha önce önlem alınmadı? Belki de önlem alınsaydı 12 Eylül'ü yaşamayacaktık. Sadece bunlar mıydı darbe nedeni? Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, yapılan birçok turun ardından Cumhurbaşkanı'nı seçememesi, ekonomik iktidarsızlık (Süleyman Demirel'in 12 Eylül öncesi söylediği 70 sente muhtacız sözünü hatırlayalım), siyasi cinayetler ve dış güçler. Tüm bunlar eklendiğinde askeri müdahale sonucu 12 Eylül tarihi artık sıradanlığını yitirerek tarihteki önemli günler arasına girmiştir.



Darbenin Hemen Ardından

12 Eylül askeri darbesinin ardından öncelikle ülke çapında sıkıyönetim ilan edildi. Süleyman Demirel hükümeti ile TBMM feshedildi. Siyasi partiler kapatıldı. Parti liderleri önce gözaltına alındı ve daha sonra da yargılandı. 1961 Anayasası tamamen rafa kaldırıldı. Bununla beraber artık siyaseti sadece askerin tasarladığı bir dönemin içine girilmiş oldu. Tabi bu sadece durumun siyasi yansımaları... Bir de sosyal etkilerine bakmak gerekir. Ülke içerisinde yaşanan kaos, müdahale ile birlikte sona ermiştir. Cephanelik niteliğinde olan insanların ellerinden silahları toplanmış, her gün patlayan bombalar, faili meçhul cinayetler ve ayrışma çatışmaları ortadan kalkmıştır.



Bedeli Ne Oldu?

Yapılan askeri müdahalelerin nedeni ne olursa olsun, hiçbir zaman getirileri götürdüklerinden fazla olmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti bu darbeyle birlikte çağdaşlaşma yolunda oldukça yara almıştır. Bu gün hala demokratikleşme çabaları içerisinde olan devletimizin bu çabalarına balta vurmuştur. Sağ ya da Sol her iki taraftan da insanlar öldürülmüş, tutuklanmış, işkence ve angaryalardan geçirilmiş, evleri basılmış ve sayılabilecek sayısız şey. Evet belki istenilen kaos ortamını ortadan kaldırma amacı gerçekleştirilmiş ancak bu yapılırken bazı uygulamalar yanlış yapılmıştır. İşte yapılan yanlış uygulamalardan bazıları: "650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 517 kişiye idam cezası verildi ve 50 si asıldı, 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi, 31 gazeteci cezaevine girdi, gazeteler 300 gün yayın yapamadı, cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi…" (Cumhuriyet Gazetesi 12 Eylül 2000).


    

Günümüze Etkileri

Bu gün toplumumuzun büyük bir kesimi darbeye karşı olduğunu söylüyor ve nedeni ne olursa olsun askeri bir müdahaleyi kesinlikle istemiyor. Neden istemiyor peki? Çünkü darbelerin demokrasiye darbe vuracağını biliyor. Çünkü insanların acı çekeceğini, bastırılacağını ve özgürlüklerinin kısıtlanacağını biliyor. Çünkü bu darbelerin sadece kısa vadede sonuç getirebileceğini, ancak uzun vadede ise zarar vereceğini idrak edebiliyor. Bu gün Türkiye içerisinde insanlar siyaset konuşmak istemiyor. Geçmişten gelen korku ile bastırma politikası bu gün toplumun her kesimine yayılmış durumda. Gençler yaşadıkları olaylar karşısında tepkilerini dile getirmekten çekiniyorlar. Ya benim de başıma bir şey gelirse düşüncesinden kaynaklanan gerçekler bunlar. Bu gün hala demokrasiyi geliştirme çabaları ile uğraşıyoruz. İşte bu darbeler sonucu elde edilen somut demokrasi çabaları etkisiz kalmaktadır. Yaklaşık Otuz yıl önce yapılan, dönemin şartlarına bakıldığında doğru görülen ancak uygulama da hatalar yapılan bir darbenin, bu gün Türkiye'yi ne denli etkilemekte olduğu apaçık ortadadır. Bir daha darbelerin yaşanmaması dileğiyle…

Genel Kanı Olumsuz Nitelikte

12 Eylül 1980 askeri darbesiyle ilgili Eskişehirliler genellikle bu darbenin yapılmaması gerektiğini ve sonuçlarının çok acı verici olduğunu ifade ediyor. Ülkemizde darbe tartışmalarının yapıldığı bu günlerde Eskişehirliler artık demokraside bir kesintinin olmamasını istiyorlar. Ülkemizin çağdaşlaşma yolunda böylesine bir yaraya tahammülü olamayacağını da ifade ediyorlar. İşte Eskişehir'de yaşayan farklı kesimlerden vatandaşların darbeye ilişkin görüşleri: 

Azmi Kerman – Eczacı / Eskişehir ADD Başkanı

"Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana hiç bir olayın ülkemizi bu kadar tahrip etmediğini düşünüyorum. Atatürk'ün adını kullanarak onun bütün eserlerini tahrip ettiler. Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nun kapatılması bunlara örnek gösterilebilir. Kurumlara ve kişilere acı çektirildi. 16-17 yaşındaki çocuklar asıldı. Neden astıkları sorulduğunda ise Kenan Evren "asmayalım da besleyelim mi" dedi. Bunun çok acı olduğunu ifade edebilirim. Türkiye'nin sosyal yapısı ve temel hak ve özgürlükler alt-üst edildi. Son olarak bu darbe sonucunda Türkiye'nin borç batağına girdiğini, özelleştirmelerin temelinin atıldığını, aydın kesimin yok edildiğini ve terör, bölücülük ve cemaatlerin temellerinin atıldığını söyleyebilirim."

Sait Beller - İşletmeci

"Ben bu darbeye anlaşmalı bir darbe diyebilirim. O dönemde günün hükümetinin çalışmalarına karşı diğer partiler engelleyici tavır içerisindeydi. Yani partiler arası bir kaos yaşanıyordu. Bu kaos ortamını ortadan kaldırmak isteyen saygıdeğer askerimiz de bu müdahaleyle birlikte kutuplaşmaları durdurdu. Tabi darbeyi dönemin hükümet ile askeriyenin anlaşmalı olarak yaptığı bir eylem diye düşünüyorum. Anlaşmalı darbeden kastım bu. Aynı zamanda bu darbeye dış mihrakların da etkisi olduğunu söyleyebilirim. Darbe sonrasında ticari hayat durdu. İnsanları bir korku sardı. İnsanlar bu darbenin bedelini malları ve canlarıyla ödediler. Ama Türkiye'nin bu gibi olayları aşabilecek millet yapısının var olduğunu ifade edebilirim."

Vildan Şengöz - İşçi

"12 Eylül askeri darbesinin tamamıyla doğru olduğunu düşünüyorum. O günlerde Ülkemiz büyük bir iç çatışma içerisindeydi. Kardeş kardeşe düşman olmuştu. Her gün bombalar patlıyor ve masum insanlar ölüyorlardı. Yüce ordumuzun görevi vatanı ve milleti korumak değil midir? O nedenle böyle bir askeri müdahale yapılmıştır. Daha sonrasında memleketin durumu kısa zaman içinde düzeldi. Her gün yaşanan ölümler, suikastlar ve kargaşalar ortadan kalkmıştır diyebilirim. Bu ordu Atatürk'ün ordusudur ve gerekli gördüğünde ülkemiz ve milletimiz için gereğini yapar. 12 Eylül'ün de bu gereklilik içerisinde olduğu kanısındayım."  

Özgün Göktaş - Lise Öğrencisi

"Darbelerin tümü ülkelerin gidişatını olumsuz olarak etkiler. Bu iç ve dış ilişkilerden başlayarak içe kadar gider. 12 Eylül'ün o günün koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. O günlerde ülkemizde iç çatışmalar mevcuttu. İnsanlar birbirlerini öldürüyorlardı. Ordumuz ise halkı korumak durumunda olduğu için böyle bir darbeyi gerçekleştirdi. Bu nedenle yararlı olduğunu düşünüyorum. Ancak zararlarının yararlarından çok olduğunu söyleyebilirim. Bu darbe Atatürk miraslarının yok olmasına temel hazırlamıştır. İnsanların korkmasına ve siyasetten uzaklaşmasına neden olmuştur ve demokratikleşme çabalarımıza zarar vermiştir diyebilirim."

Sinem Bayram - Üniversite Öğrencisi

"Genel olarak darbelerin ülkeye olumsuz olarak zarar verdiğini düşünüyorum. Ordu ve hükümet birbirinden tamamıyla ayrı olmalıdır. 12 Eylül askeri müdahalesi bunun böyle olmadığını göstermiştir diyebilirim. Çünkü bu darbenin Ordu ve Hükümetle bir arada yapıldığı kanaatindeyim. Darbe sonrasında belki çatışmalar durduruldu ancak insanların ödediği bedel de azımsanamaz. Sağcı ya da solcu, suçlu suçsuz ayırt edilmeden insanlar işkenceler gördüler. Çevreme baktığım zaman benim yaşlarımdaki gençlerin çoğu bu konuları konuşmaktan korkuyor. İşte bunun geçmişten gelen baskı politikası sonucu ortaya çıktığı fikrindeyim."

Engin Günalay - Üniversite Öğrencisi

"Bu darbenin tamamıyla dış güçlerin etkisiyle olduğunu ifade edebilirim çünkü Türkiye öyle stratejik bir konum da ki, dünyanın gözü ülkemizin üzerinde. Ülkemizi bölmek için her şeyi yapıyorlar. 12 Eylül askeri darbesi de bu amaçla yapılmış bir eylem diye düşünüyorum. Tabii ki Türkiye'ye hiçbir olumlu katkı yapmayan bu müdahale bir şeyi ortaya çıkarmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde o kadar çok badire yaşamıştır ancak hala dimdik ayakta durabiliyor. Bunun çok sevindirici olduğunu ifade edebilirim. Tabi bu darbenin ülkemizin ilerleme konusunda yaptığı çabalara engel oluşturma niteliğinin de üzücü olduğunu söyleyebilirim."

Arif ANBAR
Eskişehir Anadolu Gazetesi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Günün fotoğrafı

Günün fotoğrafı
Yılkının özgürlüğü, Mahmudiye / Arif ANBAR