11 Ekim 2011 Salı

3 Mart Devrimleri ve bugün

Mart 1924’te tarihimizde hangi dönüm noktaları yaşandı? Unutanlar için ufak bir bilgilendirme… Hilafet, Şer’iye ve Evkaf Vekâleti ile Erkan-ı Harbiye-i Umumiye kaldırıldı. Aynı zamanda Tevhidi-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. Hilafetin kaldırılmasıyla demokratik ve çağdaş bir rejime adım atıldı. Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılmasıyla Diyanet İşleri Başkanlığı, Erkan-ı Harbiye-i Umumiye’nin kaldırılması ile de Genel Kurmay Başkanlığı kuruldu. Bununla birlikte siyaset, ordu ve din işlerinin birbirinden ayrılması sağlandı. Tevhidi Tedrisat kanununun kabulü ile de eğitim öğretim birliği sağlanarak laik eğitimin temelleri atılmış oldu.

Bakın bu çağdaş devrimlere bugün ne kadar acı çektirildiğini, ortadan kaldırılması için ne denli büyük bir uğraş verildiğini bir tartışalım.

***

Hilafetin kaldırılmasıyla başlayalım ve sadece somut birkaç örnek üzerinden gidelim. Önce günümüzün çağdaş başbakanı Sayın Erdoğan’ın geçmişte ortaya koyduğu söylemlerini bir hatırlatalım. “Elhamdülillah Şeriatçıyız, Bütün okullar imam-hatip yapılacak, ben meclisin dua ile açılmasından yanayım, İstanbul’u Medine yapacağız…” Bunlar Sayın Erdoğan’ın söylemiş olduğu cümlelerin sadece bir kaçı ve hepsi laik, demokratik, çağdaş hukuk devleti anlayışına tamamıyla karşıt söylemlerdir.

Geçmişte bu gerici söylemleri olan ve şimdinin iktidar sahipleri ısrarla,  anayasayı değiştirmek ve yargı reformu yapmak istiyorlar. Sizce yapılmak istenen sadece sevimli bir değişiklik mi ya da otokrasiyi önümüze sunmaya çalışan bir çalışma mı? Bunun kararını sizlere bırakıyorum.
***

Şimdide Tevhidi-i Tedrisat Kanunuyla gelen devrimi bir değerlendirelim. Bu kanunla birlikte Osmanlı’dan kalma çürümüş ikilik içerisindeki sisteme son verildi. İkilikten kastım medrese ve mektep. Yeni çıkan çağdaş kanunla birlikte eğitim ve öğretimimiz tek bir çatı altında laik, demokratik ve milli bir karaktere büründü.

Bu sefer başka bir siyasetçinin sözlerini ortaya koyacağım. “Herkes dini örgütlenme yapabilir, bizim Tevhidi Tedrisat’ı da tartışmamız gerekir”. Bu sözlerin sahibi Dengir Mir Mehmet Fırat. Bunun yanı sıra eğitimde yaşanan kadrolaşmalar ve sürgünler Tevhidi Tedrisat’a ne denli bağlı kalındığının bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

***

Son olarak Şer’iye ve Evkaf Vekâleti ile Erkan-ı Harbiye-i Umumiye’nin kaldırılmasını değerlendirelim. Bu kanun, yukarıda da ortaya koyduğum din, siyaset ve ordu işlerin birbirine karışmaması amacıyla yapıldı. Ancak günümüzde siyaset, ordu ve din; tabiri caizse tutkulu bir aşk yaşayan sevgili gibiler. Ergenekon, Balyoz Darbe Planı iddiaları, siyasilerle ordunun bitmek bilmez polemikleri, cemaat ajanlarının orduya sızma faaliyetleri…
***

İki gün sonra 3 Mart devrimlerinin yıldönümü. Artık sadece şaşalı törenler yapıp, 3 Martta şunları yaptık diyerek övünmek yerine tehlikenin farkına varıp, aynı zamanda topluma farkındalık kazandırıp somut adımlar atmak gerekmez mi? Şimdi kolları sıvamak ve somut adımlar atmak zamanıdır.

Arif ANBAR / GÜNDEM
Eskişehir Anadolu Gazetesi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Günün fotoğrafı

Günün fotoğrafı
Yılkının özgürlüğü, Mahmudiye / Arif ANBAR