11 Ekim 2011 Salı

Tekrar yok olmamak için…

Bundan tam yetmiş bir yıl önce biyolojik olarak kaybettiğimiz evrensel bir "değerimiz" vardı. Biyolojik olarak diyorum çünkü onun fikirleri ve gerçekleştirmek için varını yoğunu ortaya koyduğu hasreti bugün hala yaşıyor. Ya da yaşayabilmek için direniyor demek daha doğru olacak aslında. Ne yaptı ki bu değer? Yok olmakla karşı karşıya kalan bir milleti tekrar hayata döndürdü. Tekrar onlara yaşayabilmeleri için bir yurt inşa etti. Yetmedi; ekonomik, sosyal ve kültürel unsurlar başta olmak üzere her alanda çağdaşlaşma yolunda çığır açan devrimlere imza attı ve başarıyla uygulanmasını sağladı. Tam yetmiş bir yıldır yaşayan bu yaratımlar bugün can çekişmekte ve yaşamak için adeta çırpınmaktadır. 
***
Bugün çırpınmaktadır dedim. Gerçekleştiği dönemde çığır açan yeniliklerin ilerleyen tarihlerde yok olmasının iki nedeni vardır. Birincisi zamanın koşullarına ayak uyduramaması ve modernliğini kaybetmesi; ikinci nedeni ise globalleşen dünyanın önünde direnen bir set konumunda olmasıdır. Hala bu değerler evrenselliğini korumaya devam ediyorsa birinci nedenin olamayacağı apaçık ortada. O zaman geriye ikinci neden kalıyor. Globalleşen dünyanın kapitalizmle beslenen emperyal devletlerine bir engel teşkil etmesi. 
***
Türkiye Cumhuriyeti herkesin de bildiği gibi dünyanın en mükemmel yerinde kuruludur. Bu nedenle hiçbir dostu yoktur, düşmanı çoktur. Emperyalist devletler için büyük bir kaynak ve tehdittir. Bu nedenle yıllar önce elde edebilmek için savaşılan bu değerlerin yok edilmesi gerekir. Bu amaçla yaratımlarımız 1950'den sonra sistematik bir şekilde yok edilmeye başlanmıştır. 1950'den sonra gelen hükümetler, yaşanan darbeler, toplumsal ve ekonomik kaoslar, bu değerleri ve kurucusunu alaşağı etme amacını taşır. 1950'den sonra yüce kahramanın kurduğu altı ilkeden biri, her on yılda bir aşamalı olarak ortadan kaldırılmıştır. Beş tanesi artık kâğıt üzerindedir ve sadece bir tanesi kalmıştır. O da laikliktir. Şimdi yapılan irtica çalışmaları ile elimizde kalan son ilkemiz laikliğin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. 
***
Bu kurulmuş yaratımları ortadan kaldırma çabaları ne kadar güçlü olursa olsun, tamamıyla ortadan kaldırmak için değerlerimizin kurucusunun silinmesi gerekir. Devlet dairelerinden tablolarının ve anayasadan koruma kanununun kaldırılmasına yönelik çalışmalar, medyada yer alan açıkoturumlarda yaratıcının başarısının tartışılması, karalama filmleri vs... Bunlar yaratıcının silinmesi için gerçekleştirilen somut adımlardır ve bilinçli olarak yapılmaktadır. Son günlerde ortaya çıkan ve paylaşım siteleri aracılığıyla yayılan evrensel değerimizin resimlerinin ve adının, başbakan ve PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'la bir arada yer alması da değerimizin toplumsal karizmasını yok etmeye yöneliktir. 
***
İki gün sonra yüce kahramanımızın biyolojik ölüm yıl dönümü. Yine herkes ağlayacak, kahrolacak... Kimse yaratımlarından söz etmeyecek ve endişe duymayacak. Bizim için asıl yıkım yaratımlarının yok olmasıdır. Onlar öldüğünde toplumsal olarak biz de öleceğiz. 10 Kasım günü, ölmemek için, yaşamak için, Yüce Önderimiz ve kahramanımızın devrimlerini korumak için bir kez daha ant içelim ve bunun için somut adımlar atmaya başlayalım.

Eskişehir Anadolu Gazetesi
Arif ANBAR / GÜNDEM /8.11.2009










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Günün fotoğrafı

Günün fotoğrafı
Yılkının özgürlüğü, Mahmudiye / Arif ANBAR