11 Ekim 2011 Salı

Döne dolaşa gene türban

“Türban, bir Kur'an hükmü ve ifadesi değildir. Bugün analarımız, ninelerimiz ve kadınlarımız başörtüsünü dini bir gerekçeden ziyade, bir giyim ve yaşam tarzı olarak kullanmakta ve takmaktadır. Türk gelenek ve göreneklerinde türban, peçe ve çarşaf yoktur. Türban, belirli dini inanışın simgesi olarak, toplum yaşamımıza bilinçli olarak sokulmuştur.”
Bu ifadeler Genel Kurmay Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu kitapçıkta yer alıyor ve düzenlenen kılık kıyafet kuralı, düzenlemelerden sadece bir tanesi. Neden sadece “o” bir tanesini özellikle belirttiğimi birazdan açıklayacağım…
***
Askeri hastaneler ve ordu evleri gibi askeri tesislere girebilmek için sivillere uymaları gereken belirli kurallar hazırlanmıştır. İşte bu kurallar arasında kılık kıyafet düzenlemesi içerisine giren “türban” da vardır. Yukarıdaki ibareye bakılıp türban düzenlemesi yorumlandığında, her ne koşulda olura olsun askeri bir tesise türbanla girilmesi kesinlikle yasaktır. Gerekçesi ise apaçık ortaya konulmuştur: “Türban, belirli dini inanışın simgesi olarak, toplum yaşamımıza bilinçli olarak sokulmuştur.”
Şunu da belirtme gereğini duyuyorum: Dini bir simge olmayan, kadınlarımızın bir giyim ve yaşam biçimi olarak kullandığı başörtüsü ile hiç yadırganmadan askeri kurumlara girilebiliyor.
***
Emine Erdoğan hasta ziyareti için Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne (GATA) gitmiş ancak “türbanlı” olduğu gerekçesiyle alınmamış. Olması gereken de budur çünkü Genel Kurmay kılık kıyafet kurallarında bunu gerekçeleriyle açıklamıştır. Ama ne hikmetse sanki bir suç işlemişçesine neredeyse bütün medya GATA’ ya yüklenmekte, yapılan uygulamanın yanlış olduğunu bağırarak ifade etmektedir. Peki, Emine Erdoğan’ın ayrıcalığı nereden kaynaklanmaktadır? Soyadının Erdoğan olmasından mı? O da her sıradan vatandaş gibi kurallara uymak zorundadır. Tabi düşündürücü bir nokta daha var aslında: Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, yapılmak istenen ziyarete özel durum niteliği kazandırmış ve keşke böyle bir olay yaşanmasaydı diyerek bugün yaygara koparanlara “sanki” destek verici ifadeler kullanmıştır. Ben bu açıklamayı Sayın Başbuğ’un, ortamı daha fazla germek istemeyişinden ve iyi niyetinden kaynaklanarak yaptığını düşünmek istiyorum.     
***
Türkiye’nin sanki başka sorunu yok! Dönüp dolaşıp tüm yolların Roma’ya çıkması gibi Türkiye’de de o kadar sıkıntı varken döne dolaşa tüm sorunlar “türbana” çıkıyor. O kadar ki halkın temsilcisi olan örnek(!) vekillerimiz, Emine Hanım’ın türbanı ve Başbakanın peygamberlik tartışmalarının bütünleştiği meclis toplantısında medeni olarak(!) kavga ediyorlar.
***
Türban, peygamberlik tartışmaları, bununla beraber ortaya çıkan örnek vekillerimizin(!) kavgaları, bir anda bakın gene hangi önemli gündem maddelerini unutturdu?
Balyoz Darbe Planı iddiaları…
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Meclis Başkan Vekili Güldal Mumcu’nun odasını bastı iddiaları…
Bu türban ne mübarek şeymiş! İstenildiği zaman isteyen her kişinin imdadına Hızır misali yetişebiliyor.


Arif ANBAR / GÜNDEM
Eskişehir Anadolu Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Günün fotoğrafı

Günün fotoğrafı
Yılkının özgürlüğü, Mahmudiye / Arif ANBAR