12 Ekim 2011 Çarşamba

Bölünme sürecinde uzatmaları oynuyoruz…

Bu gün ele alacağım konuyu defalarca yazdım. Bir daha yazmakta fayda var diye düşünüyorum. Yoğun, yoğun olduğu kadarda yapmacık gündemimizin arasında kaybolup gitmesin…

***

20.07.2011 tarihli, “Mezhebi Geniş” başlığını taşıyan yazımın son bölümünde “Gün olur terörist başı Abdullah Öcalan meclis kürsüsüne çıkıp: “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma…” Diye başlayan vekil andını okursa sakın şaşırmayın.” Demiştim.
Gelin bu öngörünün aslında ne kadar yakın olduğuna bir bakalım…

***

PKK’nın meclisteki siyasi uzantısı olan BDP’nin Milletvekili Aysel Tuğluk son olarak şu açıklamayı yaptı: “PKK geri çekilir ancak Öcalan’ı serbest bırakacaksınız. Yeni anayasada istediğimizi verirseniz de PKK silahsızlanacak.”
Yeni Anayasada istediklerinin, Demokratik Toplum Kongresinde (DTK) alınan “Demokratik Özerklik” kararları olduğu çıkarımı yapılabilir.

***

DTK’de alınan “Demokratik Özerklik” kararlarının “bazılarını” yine “Mezhebi Geniş” başlıklı köşemde yorumlayarak belirtmiştim. Bu açıklamanın üzerine yinelemenin yararlı olacağı düşüncesindeyim.

***

DTK KARARLARI

Demokratik özerklik:
“Türkiye siyasi ve idari yapısında demokratikleşmeyi sağlamak amacıyla ‘köklü bir reformu’ öngörür.”
Yani diyorlar ki: “Ben Kürt devletini kurmak istiyorum, bunu sindirerek yapmayı planlıyorum, bu nedenle eyalet sistemine ihtiyaç duyuyorum.”

Demokratik özerklik:
“Halkın karar süreçlerine dâhil olması için demokratik katılımcılığı savunur ve tüm yerel birimlerde meclis sistemini esas alır.”
Tam da bu noktada: “İstenilen meclis TBMM’nin çalıştığı şekliyle faaliyet gösterecek; meclis temsilcileri söz konusu eyaletten seçilecektir.”

Demokratik özerklik:
“Salt Etnik ve Toprak temelli özerklik anlayışı yerine kültürel farklılıkların özgürce ifade edildiği bölgesel ve yerel bir yapılanmayı savunur.”
Yani şundan söz ediyorlar: “Ulus devlet anlayışını kabul etmiyoruz. Ortak bir dil ve Anadolu kültürünü yok sayıyoruz. Ortak kültür öğelerinden ayrılmak istiyoruz.”

Demokratik özerklik:
“Bayrak ve Resmi Dil tüm Türkiye ulusu için geçerli olmakla birlikte her bölge ve özerk birimin kendi renkleri ve sembolleriyle demokratik öz yönetimini oluşturmasını öngörür.”
Bu madde zaten her şeyi açıklıyor: “Ortak Türk Bayrağını, Ortak Türk Dilini, Ortak Anadolu Kültürünü, İstiklal Marşını, Para Birimini, Milli Takımını vs. Tanımak istemiyor, Doğu Anadolu’yu Türkiye’den ayırıp, Diyarbakır başkent olmak üzere tam bağımsız bir devlet kurmak istiyorlar.”

***

DTK kararlarının ve son olarak Tuğluk’un açıklamalarına bakıldığında bölünme sürecinin müthiş bir koordinasyon içerisinde işlediği gözleniyor.
Peki, süreç bu kadar açık işlerken neden durdurulamıyor?
Cumhuriyet Savcılarının uyuyor olmasından olabilir mi?
Ya da Esad’a, “sen halkına zulüm ediyorsun, ben bunu kabul edemem, Suriye’ye yaptırım uygulayacağım” diyen Başbakanın, Türkiye’deki zulümden haberdar olamaması? Bir seçenek daha var tabi, haberdar olup da görmezden gelmesi?!
Dahası ve en acısı, Türk halkının bilinçli sindirilişi, sesinin kesilişi…

***

Evet, 2002’den beri istediği her taviz verilen PKK, siyasi uzantılarının desteğiyle, istediğini almaya emin adımlarla ilerliyor.
Bırakın artık padişahım çok yaşa naraları atar misali Başbakan çığırtkanlığını.
Başbakan terörü bitirip bölünme sürecini önleyebilseydi, bu güne kadar yapardı.
Bu süreci önleyecek olan yalnız vatanperver halktır.

***

Bölünme sürecinde uzatmalar oynanıyor.
Sürecin başarıyla tamamlanacağı kesin.
Uyanmazsak…


Arif ANBAR
Sakarya Gazetesi / MIH
http://www.sakaryagazetesi.com.tr/yazar_haber.asp?yazar=22#yazar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Günün fotoğrafı

Günün fotoğrafı
Yılkının özgürlüğü, Mahmudiye / Arif ANBAR